Yıllar geçtikçe unutulmaya yüz tutmuş zanaatlerden biri olan ciğer tostculuğu, bir ustanın elinde yeniden hayata geçiriliyor. 60 yıl boyunca ciğeri en iyi şekilde hazırlamak için çalışan usta, hem mesleğinin zorluklarını hem de lezzetin sırlarını paylaşıyor. Bugün, ciğeri işleme konusunda uzmanlaşmış bu usta, sadece bir şef değil, aynı zamanda bir sanatçı gibi davranıyor. Ciğer tezgahının başında geçirdiği yıllar, ona yalnızca lezzet bilincini değil, aynı zamanda zanaatı da öğretmiş durumda. Bu yazıda, ustanın hayatına, mesleğine ve ciğerin gizemli dünyasına dalacağız.
Mesleğini 1963 yılında öğrenmeye başlayan usta, o günden bu yana ciğerin çeşitli tarifleri ve pişirme teknikleri üzerine deneyimlerini geliştiriyor. İlk başlarda sokaklarda başlayan ciğer macerası, zamanla kurumsal bir yapıya dönüştü. Usta, ciğerin en iyi nasıl işlenmesi gerektiğine dair özgün teknikler geliştirerek, zamanla çevresinde bir efsane haline geldi. Her gün yüzlerce müşterisine taze ciğer sunan bu zanaatkar, sadece yemek sunmakla kalmayıp, aynı zamanda ciğerin tarihini de yaşatıyor. Usta, 60 yıl içinde pek çok zorlukla karşılaştı; ancak her sıkıntıdan ders çıkararak, bugün bulunduğu yeri hak ettiğini düşünüyor.
Ciğerin lezzetinin sırrı, kaliteli malzeme ve doğru pişirme tekniklerinde saklı. Usta, her zaman taze malzeme kullanmaya özen gösterdiğini vurguluyor. “En önemli kural, her zaman taze ve kaliteli ciğer kullanmaktır," diyor. Usta, malzeme kalitesinin yanı sıra, ciğerin nasıl işlendiğinin de büyük önem taşıdığını belirtiyor. Özel tarifleri ve marinasyon yöntemleri sayesinde, etin lezzetini en üst düzeye çıkarıyor. Müşterilerine sunmadan önce ciğeri titizlikle hazırlayan usta, herkesin damak tadına hitap edecek bir çeşitle hem göze hem de mideye hitap ediyor.
Usta, müşteri memnuniyetini her şeyin önünde tutarak, işini yalnızca bir meslek olarak değil, bir tutku olarak icra ettiğini belirtiyor. Zamanla edindiği tecrübeleri genç nesille paylaşmak istemesi, onun bu mesleğe olan bağlılığını gösteriyor. “Usta çırak ilişkisi bizim kültürümüzde çok önemlidir, bu yüzden gençlere bu lezzeti öğretmek için elimden geleni yapıyorum,” diyor.
Gelecek nesillere bu bilgileri ve tecrübeleri aktarmak, ustanın en büyük arzusu. Ciğer ustası için, bu iş sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi. Her gün işbaşı yaparken, ciğerin büyüleyici dünyasında yapmak istediği yeniliklerle ilgili hayalleriyle dolup taşıyor. Usta, hiç durmadan ciğerin özgün lezzetini daha da ileriye taşımak için çalışmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, 60 yıllık tecrübesiyle ustalaşmış bu ciğerci, lezzetin ve geleneğin üst düzey temsilcisi olmayı sürdürüyor. Yeni nesillere ilham kaynağı olan bu zanaatkar, sadece bir meslek insanı değil, aynı zamanda bir gelenek koruyucusu. Geçmişten geleceğe uzanan bu lezzet yolculuğu, onun ustalığı sayesinde asla sona ermeyecek gibi görünüyor. Ciğer tutkunları, onun tezgahındaki lezzetleri tatmadan geçmeyecek, zira verilen emekler ve öğrenilen dersler her lokmada kendini hissettiriyor. Usta, bu zanaatın bir parçası olmaktan duyduğu gururu hiçbir şeyle değişmeyeceğini ve bu sevgiyi gelecek nesillere aktarma kararlılığında olduğunu dile getiriyor.