Son dakika haberi olarak duyurulan acı olay, İstanbul'un samimi efsanelerinden birini daha aramızdan aldı. Mimar Ece Gürel, Belgrad Ormanı'nda 4 gün boyunca süren arama çalışmalarının ardından bulundu, ancak ne yazık ki hastaneye kaldırıldığı sırada tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdi. 34 yaşındaki Gürel, mimari kariyeri ile dikkat çeken bir isimdi ve yaşama veda etmesi, yalnızca ailesini değil, meslektaşlarını ve sevenlerini de derin bir acıya sürükledi.
Olayın gelişimi, 15 Ekim tarihinde Mimar Ece Gürel’in kaybolduğuna dair ilk haberlerin gelmesi ile başladı. Arkadaşları ile birlikte bir yürüyüş yapmak üzere gittiği Belgrad Ormanı’nda, Gürel’in ortadan kaybolduğu ihbarı alındı. İlk günlerde her yerde aramalar yapıldı, sosyal medya üzerinden de birçok kişi kaybolan mimar için çağρrıda bulundu. Ancak arama çabaları, beklenildiği kadar hızlı sonuç vermedi. Gürel'in kaybolduğu alanın genişliği ve yoğun ormanlık yapısı, kurtarma ekiplerine zorluk çıkardı.
Cuma günü, mahalle sakinleri ve gönüllüler, kaybolan Gürel'i bulmak için bir araya geldiler. Gümüşhane Belediyesi’nden ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden gelen arama kurtarma ekipleri de bu çabalara katıldı. Arama çalışmaları gündüz ve gece boyunca devam etti; ancak ilk birkaç gün, Gürel’den hiçbir iz bulunamadı. Aile üyeleri, kaygı ve umut arasında gidip gelirken, sosyal medyada #EceGürelİçinHashtag kampanyası başlatıldı. Bu kampanya ile kaybolduğu gün 34 yaşına giren Gürel, hatırlanmaya başlandı.
Ece Gürel, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra ortaya koyduğu projelerle dikkat çeken bir mimar oldu. Özellikle sürdürülebilir mimari ve doğal malzemelerin kullanımı üzerine yaptığı çalışmalar, sektörde takdirle karşılandı. Ayrıca, genç mimarların eğitimine katkıda bulunmak üzere çeşitli etkinliklere katıldı ve dersler verdi. Gürel, çevre dostu projelere imza atmayı hedefleyen bir mimar olarak biliniyordu ve bu alandaki tutkusu birçok gence ilham verdi. Kendisinin yaratıcı vizyonu ve üstlendiği projeler, Türkiye'de ve dünya genelinde yankı buldu.
Fakat, her ne kadar genç ve umut dolu bir kariyeri olsa da Ece Gürel'in değişken kişisel hayatı, onun için zorlu bir mücadele haline geldi. Özellikle son dönemlerde psikolojik sorunlarla mücadele ettiği biliniyordu. Arkadaşları, ona destek olmak için ellerinden geleni yaptıklarını belirtse de, Gürel’in bu zorlu dönemi atlattığı söylenemez. Kaybolduğu gün, bir tereddüt geçen aklında, hayata dair karamsar düşünceler ile doluydu.
Ece Gürel’in anısına saygı duruşunda bulunmak isteyen herkese, pek çok mimari etkinlikten ve sosyal platformlardan haber ulaşıyor. Mimarlar ve öğrenciler, bir araya gelerek onun anısını yaşatmaya çalışacaklar. Herkesi derinden sarsan bu trajik olay, aynı zamanda ruh sağlığı konusunun da yeniden gündeme gelmesine sebep oldu. Kaybolan insanların ruhsal durumları ile ilgili toplumda farkındalığı artırmak adına, çeşitli sempozyumlar ve talk show'lar düzenlenmesi bekleniyor.
Ece Gürel’in vefatının ardından özel bir cenaze töreni düzenlenmesi planlanıyor. Ailesi ve yakın arkadaşları cenaze için gerekli olan düzenlemelerde bulunuyor. Sosyal medya platformlarında da yüzlerce kişi, Gürel’in anısını yaşatmak ve destek mesajları göndermek amacıyla paylaşımlar yapıyor. Duygusal mesajlar ve hatıralar, onun ne kadar sevilen bir arkadaş ve bir mimar olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Böylesine genç yaşta kaybedilen bir yetenek, sadece İstanbul değil, tüm Türkiye için büyük bir kayıp. Ece Gürel’in bıraktığı boşluğu doldurmak güç olacak, fakat onun eserleri ve mücadeleci ruhu, gelecek nesiller için ilham kaynağı olmaya devam edecektir. Zaman geçtikçe, onun anısına sahip çıkacak olanların özellikle mimarlık ve sanat alanlarında yaratacağı projeler, bir umut ışığı olacaktır.
Bugün, Belgrad Ormanı'nda kaybolan bir mimar olarak hatırlanan Ece Gürel, aynı zamanda ruh sağlığı üzerine yapılacak olan çalışmalara da dikkat çekmiş oldu. Onun başına gelenler, bir kez daha ruh sağlığının önemini gözler önüne serdi. İnsanların bu tür durumlar ile ilgili her daim destek alabileceklerini bilmeleri gerektiği düşünülmektedir. Günümüz dünyasında, yalnız başına mücadele edenler için ses olunması gerektiği anlayışı, Ece Gürel ile birlikte bir kez daha hatırlanmış oldu.